Haşhaşi tarikatı, Moğollar tarafından kırılmadan önce pek çok devlet ve devlet adamına korku saldı, pek çok devlet adamını ortadan kaldıran bu tarikat, kurulduğu günden yok olduğu güne kadar en çok Raşidüddin Sinan döneminde faaliyet göstermiştir. Öyle ki Raşidüddin Sinan döneminde, Haşhaşiler tarafından, hepimizin oldukça yakından tanıdığı Selahaddin Eyyubi’ye pek çok kez suikast girişiminde bulunulmuştur. Diplomatik yollar ile bir süre ikilinin arası durulmuştur.
Haşhaşiler gerek Raşidüddin Sinan döneminde olsun gerekse ondan sonra gelen şeyhlerin döneminde Avrupalı devletlere kök söktürmeye devam etmiştir, İngilizlerin meşhur kralı aslan yürekli Richard, Haşhaşiler ile bağı olan krallardan birisidir. Fakat Haşhaşiler, ona da göz dağı vermişti.
Seneler 1256 yılını göstermişti.
Soğuk Asya bozkırlarından muhteşem bir ordu İran üzerine ilerliyordu. Bu orduyu komuta eden, Cengiz Han’ın torunu, Tuluy Han’ın oğlu, Hülagü Han’dan başkası değildi.
İran savaşı sonrası, Hülagü han, uzun zamandır mücadele halinde oldukları Haşhaşi tarikatını bitirmek istiyordu. Nitekim isteğini yerine getirebilecek kadar büyük bir ordusu ve donanımlı cephanesi vardı. Moğol ordusunun morali oldukça yüksekti.
Büyük Moğol ordusu, Alamut kalesinin önlerine kadar gelmişti. Kamplar kurulmuştu. Bunu gören kale neferleri, kaleye sığınmıştı. Alamut kalesi çok kez kuşatılsa da hiçbir devlet tarafından düşürülememişti. Haşhaşi tarikatı yine böyle bir olasılığın olacağını düşünüyordu fakat karşılarında Moğol imparatorluğu vardı.
Hülagü Han ve komutanları, bu kaleye doğrudan bir hücumun mağlubiyet ile sonuçlanacağını pekala iyi biliyorlardı.
Bu durumdan ötürü farklı bir kuşatma yolu izlemek en doğru olanıydı.
Bir gün Hülagü Han, dağın üst kesimlerine, yani kale temeline yakın bölgelerine delikler açılmasını emretti. Deliklerin içi, Asya kıtasında fazlasıyla bilinen barutlar ile dolduruldu. Barutların yanı sıra farklı yanıcı maddeler de bu deliklere yerleştirildi ve ardından büyük patlama için hazırlıklar başladı. Fakat Hülagü Han son kez, Alamut’un o zaman ki reisi Rükneddin Hürşah’a teslim ol çağrısı yaptı. Tehlikenin büyük olduğunu fark eden Hürşah teslim bayrağını çekti.
Kaleye giren Moğol ordusu, direniş göstermeyen tüm nizari meshebine bağlı Haşhaşileri kılıçtan geçirdi. Cesetler tüm kale avlusunu doldururken Hürşah ise teslim alınıp Moğol kampına götürüldü.
Ardından Hülagü Han tarafından kalenin yok edilme emri verildi. Deliklerdeki yanıcı maddeler, alev ile etkileşim haline getirilip patlatıldı. Büyük bir yıkımın ardından geriye patlamış bir kale, onlarca ceset ve bir esir şeyh vardı.
Rükneddin Hürşah ile görüşen Hülagü Han, onu abisi olan Mengü Han’a gönderdi ve idamı orada gerçekleşti.
Böylece yüzyılın karanlık terörü Haşhaşi Tarikatı, son buldu.