1. Anasayfa
  2. Din Tarihi

Doğu ve Batı Roma ve Hristiyanlık’taki Mezhepler Arası Farklar

Doğu ve Batı Roma ve Hristiyanlık’taki Mezhepler Arası Farklar
0

Roma İmparatorluğu kuruluş zamanlarından çok tanrılı ve kuruluş zamanlarında çok tanrılı ve dünyevi bir pagan inanışı vardır. Hz. İsa’nın getirdiği dini kabul etmiyor ve Hristiyan olan kişilere zulüm ediliyor ya da öldürülüyordu.

Roma İmparatoru I. Konstantin 313 yılında Milano fermanıyla hristiyanlığı hoş görüyle karşılamıştır. Bu dönemden sonra Hz. İsa’nın getirdiği Hristiyanlığın Roma’da popülerliği gün geçtikçe artmıştır. 330 yılında Roma İmparatorluğu başkenti Konstantinopolis’e taşıması Roma’da yerleşik olan siyasi ve dini otoriterleri rahatsız etti. 380 yılında İmparator I. Theodosius Hristiyanlığı ülkenin resmi dini seçmiş paganlık yasaklanmıştır.

381’de İmparator I. Theodosius’un topladığı ve hiçbir Romalı temsilcinin çağrılmadığı birinci Konstantinopolis konsilinde Roma’dan sonra ikinci yetkili mercinin Konstantinopolis olduğu ilan edildi. Bu konsilin disiplin ve hiyerarşi konularındaki kararları Katoliklerce asla teyit edilmemiştir. Konsilin üçüncü kanonunda yer alan. “Yeni Roma olarak Konstantinopolis piskoposluğu Roma’dan sonra gelmektedir” maddesi Romalı yetkililerce şiddetle eleştirilmiştir. Bu konsilden itibaren Trakya metropolitleri üzerinde egemen olan Heraklia piskoposluğu önemini iyice kaybederek yerini Konstantinopolis’e bırakmıştır.

Roma İmparatorluğu zamanında 4 tane Hristiyan merkezi kabul edilen yer vardı. Bunların ikisi Müslümanlar tarafından ele geçirilmiş, diğer ikisi ise Konstantinopolis (İstanbul) ve Romadır. Roma İmparatorluğunun topraklarının genişlemesi ile ve kavimler göçüyle oluşan iç sıkıntılar 375 yılında İmparatorluğun ikiye bölünmesine sebep olmuştur. İkiye ayrılmasıyla iki farklı devlet gibi düşünülsede iki mahkemeyle tek yönetim gibi olmuştur. Roma İmparatorluğunun ikiye ayrılması ile Roma kilisesi batı Romada, Konstantinopolis Doğu Roma ya da Bizans’ta kalmıştır.

Daha çok İsa’nın tabiatı konusundaki tartışmaları bastırmaya yönelik olarak 451 yılında toplanan dördüncü ekümenik konsilde (Kalkedon Konsili) Konstantinopolis’in Roma ile eş imtiyazlara sahip olduğu görüşü resmen onaylandı. Kalkedon Konsili (28. kanon), Asya ve Trakya’daki bütün metropolitlerin Konstantinopolis piskoposluğunca tayin edilmesi gerektiğini öngörerek Konstantinopolis’in hâkimiyetini pratik konularda da güçlendirdi. Gerek bu karar gerekse Roma’nın üstünlüğünün Petrus’tan değil kilise babalarınca bahşedilen imtiyazdan geldiğini savunan konsil kanonları Katoliklerce asla kabul görmedi. Ayrıca daima Konstantinopolis kilisesinin yetkisini kabul eden Kudüs piskoposluğu da patriklik seviyesine yükseltilerek Roma’nın doğudaki faaliyet alanı daraltılmaya çalışıldı. Kalkedon Konsili’nden itibaren İmparatorların din konusundaki egemenlikleri bir hayli hız kazanmıştır. Konstantinopolis’in güçlendirilmesinde imparatorların bu arzusu gözden kaçırılmaması gereken önemli bir noktadır. İmparatorların dinî işlere müdahalelerine en önemli örneklerden ilki I. Justinianus’un tavrıdır (6. yüzyıl). Merkezî otoriteyi güçlendirmek amacıyla hazırlattığı “sivil hukuk ”unda I. Justinianus, Konstantinopolis’i Roma’dan sonra ikinci sıraya koydurtmuştur. Batı Roma İmparatorluğu 476’da yıkıldı. Doğu Roma İmparatorluğu’nun 527-565 yılları arasında İtalya’nın büyük bir kısmını ele geçirmesi de Batı Roma İmparatorluğu’nun yeniden doğuşunu sağlayamamıştır.

480 yılında, önceki Batı İmparatoru Julius Nepos’un öldürülmesinin ardından, Doğu İmparatoru Zeno, Batı sarayını feshetti ve kendisini Roma İmparatorluğu’nun tek imparatoru ilan etti.

MS. 726 yılında Doğu Roma İmparatoru 3. Leo, ikon ve resimleri yasaklatmıştır. Bu döneme İkonoklazma dönemi denir. Bu durum Roma ve Konstantinopolis arasında ilk büyük probleme neden olmuştur. Roma Episkopsun, yani Papa bu yasağa karşı çıkmıştır ve büyük tartışmalar başlamıştır. Bu da Roma Kilisesi’nin İstanbul Kilisesi’nden uzaklaşmaya başlamasına neden olmuştur. III. Leo devrinden beri süregelen papalık ile Bizans arasındaki ikonoklazm ayrılığı Bizans İmparatoru, V. Konstantinos’un eylemleriyle birlikte gittikçe derinleşmekte, buna karşın Lombardlara karşı Bizans’ın askerî desteğine muhtaç olan papalık bu anlaşmazlığı su yüzüne çıkarmamaktaydı.

Bu durum Bizans’ın İtalya topraklarındaki yönetim üssü olan Ravenna Eksarhlığı’nın 751 yılında Lombard Kralı Aistulf tarafından ele geçirilmesiyle birlikte son buldu. Bizans’ın kendisini korumaya gücü olmadığını gören papa, frank kralı ile yakınlaştı. Frank kralının desteğiyle özgür kalan batı kilisesi Doğu Romadan ayrılmıştır. MS. 800 yılında Papa, Frank Kralı Şarman’ı Doğu Roma İmparatorluğu’na rağmen Roma İmparatoru olarak kutsadı. Bu durum Şarlman’a kendi İmparatorluğunu büyütmesi ve koruması için ruhsal bir yetki verirken Papalık da siyasi koruma elde etmişti. Bu durum yasal olarak Roma İmparatoru olan Doğu Roma İmparatoru’nu kızdırmıştır. Dolayısıyla bu kararlar Batı ve Doğu kiliseleri için onarılamayacak zararlar vermiştir.

MS. 863 yılında Doğu Roma İmparatoru İstanbul Patriği’ni seçtiğinde Papa buna karşı gelmiştir. Bu atamanın kendisi tarafından yapılması gerektiği konusunda ısrar etmişti. Sonrasında Doğu ve Batı kiliseleri arasında küçük teolojik farklılıklar oluşmaya başladı. Bu şekilde Roma Kilisesi Doğu Roma İmparatorluğundan uzaklaştı. Bu durum Batı ve Doğu kiliselerinin arasında zıtlıklar oluşturdu. 1053 yılında Papa İtalya topraklarında bulunan Doğu Roma İmparatorluğu topraklarındaki kiliselerin Batı Kilisesi’nin ibadet anlayışını benimsemeleri konusunda zorlamıştı. Bu durum İstanbul Patriği’ni kızdırdı ve Patrik İstanbul’da bulunan Batı kiliselerini kapattırdı.1053’ten itibaren Roma’ya karşı şiddetli bir kampanya başlattı.1054’te Patrik Cerularius ile görüşmeye gelen Kardinal Humbert ile Roma ve Konstantinopolis kiliseleri arasındaki ipler koptu. Papalığın Konstantinopolis’e yönelik tavırlarından rahatsız olan patrik kardinale randevu vermedi. Kardinal, Konstantinopolis kilisesinin farklı görüşlerinden dolayı sapkın olduğuna dair bir papalık belgesini Ayasofya’ya bırakarak Roma’ya döndü. Buna karşılık Konstantinopolis kilisesi de Roma’nın Kutsal Ruh konusundaki inancının sapkınlık içerdiğini vurgulayan karşı bir belge hazırladı ve bunu Roma’ya iletti. Bu karşılıklı restleşme ve birbirini aforoz etme iki kilise arasındaki mutlak ayrılığın ilânı oldu.

Roma Kilisesi kendisine ‘Katolik’ demiştir. Katolik sözcüğü, Yunanca katholikos(evrensel) kelimesinden türetilmiştir. Konstantin’iyle kilisesi kendisine ‘Ortodoks’ demiştir. Ortodoks kelimesi, Yunanca “orthos”(ορθός) doğru, düzgün ve “doksa”(δόξα, δοξασία) düşünce, inanç sözcüklerinin birleşiminden oluşmuştur.

Haçlı seferleri

Kudüs’ü ele geçiremeyen Haçlılar Papanın kışkırtmalarıyla Venedik’te yeni bir Haçlı seferi için ordu kurdular. Bu sırada Bizans’ta yaşanan taht Kavgalarıyla, tahtan indirilen İmparator Aleksios, Haçlı ordusundan yardım istedi. Papa Konstantin’iye gidilmesine karşı olsa da Haçlı ordusu Konstantin’iye gider. İmparatora yardım edeceğine Kostantiniyeyi yağmalarlar ve Ortodoks kilisesindeki rahipleri öldürürler Haçlılar, Konstantinopolis’te yeni bir Latin Devleti kurdular. İznik Devleti 1200lü yıllarda Konstantinopolis’i haçlılardan kurtarmasıyla Bizans tekrar kurulur.

Konstantinopolis’te yaşanan bu olay sonucu Ortodoks kilisesiyle Katoliklerin arasında büyük bir kutuplaşma gerçekleşir.

1453 yılında Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u ele geçirmesiyle Ortodoks mezhebine; dininizi yaşamakta özgürsünüz, kimse Dinini Değiştirmesinde zorlanmayacak, hiçbir kilise camiye çevrilmeyecektir, sadece Galata Hisarı yıkılacak, İstediğiniz şekilde ticaret yapabilirsiniz. Ailenizle eskisi gibi mesut yaşayabilirsiniz ama Osmanlıda yaşayan diğer milletler gibi Osmanlıya vergi ödemekle müellifsiniz, dedi. Bu fermanla Ortodoks kilisesinin varlığı devam ettirildi. Böylece Osmanlı Katolik Roma kilisesine karşı, Ortodoksları himaye edecek Hristiyan birliğini bozmaya çalıştı.

Ortodoks mezhebi, verilen bu ferman karşısında rahatlar çünkü tekrardan haçlı seferi gibi bir olay gerçekleşebilirdi Ya da Osmanlılar dinlerini diledikleri gibi yaşamalarına izin vermeyebilirdi.

Katolik Kilisesi

En kalabalık Hristiyan toplumuna sahip mezheptir. Katolikler yoğun olarak Güney Amerika’da ve Avrupa’nın güneyinde bulunurlar. Roma başpiskoposu papa olarak adlandırılır ve Katolik kilisesindeki en yüksek makamın sahibidir. Roma kilisesinin başında olan papa 1870 1. Vatikan konsilince alınan kararlara göre yanılmazdır, hata yapmaz aldığı her karar doğrudur. Katolikler papayı dünya üzerinde tanrıyı temsil ettiğine inanırlar. Papa otoritesinin sağlamlığından ülkenin lideri gibidir.

Roma Katoliklerine göre, kiliseler ruhanî merkezdir. Alınan kararlar evrenseldir ve hepsinden üstündür. Günah çıkarmak önemlidir. Cuma günleri et ve şarap içilmez. Kutsal Ruh, Baba ve Oğul’dan çıkmıştır, olarak inanırlar. Sadece erkekler papaz olabilirler, evlenemezler, cinsel ilişkide bulunamazlar, sadece diyakozlar evlenebilirler. Diyakozluk diğer ruhban derecelerini almak için ilk temeldir. Yani peder olmak isteyen kişi önce diyakoz olmak zorundadır. Günah itirafı en önemli husustur.

Katolik kilisesi azizlere ve Meryem’e diğer kiliselerden daha fazla kutsiyet verir. Azizler şefaatte bulunabilirler. Meryem günahsız olup bakiredir, şefaatte bulunma yetkisi vardır. 4. Ekümenik konsil olan Kadıköy konsilinin bugüne kadar toplanan 20 konsilin kararlarını kabul etmiştir.

İsa hem insan, hem de tanrı tabiatına sahiptir. Katolikler ve Ortodokslar kilise ayinlerinde Kitab-ı Mukaddes’i Yunanca ve Latince okumak zorundaydılar ancak İkinci Vatikan Konsülünün toplanmasının ardından Katolik kiliselerinde de ana dilde ayin yapma özgürlüğü Novus Ordo adı verilen yeni bir kilise yasası uyarınca kabul edildi.

Ortodoks Kilisesi

Ortodoks coğrafyası büyük oranda Doğu Avrupa ve Anadolu ile sınırlıdır. Ortodoks Hristiyanlık, Doğu Ortodoksluk ve Oryantal Ortodoksluk için kullanılan ortak adlandırmadır. Bu iki mezhebin üyeleri kendilerine sadece “Ortodoks Hristiyan” dese de “Doğu” ve “Oryantal” sıfatları bu grupların dışındakiler tarafından bu iki grubu ayırmak için kullanılır. Ortodoks Kilisesi genellikle Doğu Ortodoks Kilisesi olarak anılır. Bu iki grup 451 yılındaki Kalkedon Konsili’nin Ortodoksu hakkında görüş ayrılığı yaşamışlardır. Benzer kilise yapılanmasına ve benzer ibadetlere sahiptirler. 1964 Yılında dönemin papasıyla patrik birbirlerinin aforozlarını kaldırmışlardır.

Patrik ruhani başkandır, yanılabilir. Ortodokslar ‘’Kutsal’’ yalnızca Baba’dan, İsa aracılığıyla çıkmışdır, denir. Ortodoksların en yetkili din adamı patriklerdir. Patrik, Ortodoks Kiliseleri, Oriental (oryantal) kiliseleri, Süryani Kilisesi ve diğer Doğu Kiliselerinin başında bulunan en yüksek rütbeli piskopostur. Patrikler papazlar gibi değildir sadece kendi kiliseleri üzerinde konuşabilir bağımsız kiliselere karışamaz. Katolikler ve Ortodokslar kilise ayinlerinde Kitab-ı Mukaddes’i Yunanca ve Latince okumak zorundaydılar ancak İkinci Vatikan Konsülünün toplanmasının ardından ortodoks kiliselerinde de ana dilde ayin yapma özgürlüğü Novus Ordo adı verilen yeni bir kilise yasası uyarınca kabul edildi. İkinci Vatikan konsili 1962″de 23. Loannes tarafından açıldı, 1965’te papa 6. Paulus tarafından sonlandırılmış, Katolik Kilisesi’nin Ekümenik Konsillerindendir.

·        Patrik, başpiskopos, piskopos ve keşişler dışındaki papazlar evli olabilir ve diyakozlar evlenebilir.

·        İsa hem insan, hem de tanrı tabiatına sahiptir.

·        Meryem şefaatçi olabilir.

·        Meryem ve aziz ikonalarına saygı gösterilir.

·        Komünyon (Kudas) ayininde ekmek mayalı olmalıdır ve şarap sulandırılmalıdır.

·        4. Ekümenik konsil olan Kadıköy Konsili’nin Sadece ilk 7 konsilin kararları kabul etmiştir. İkinci Vatikan konsili 1962″de 23. Loannes tarafından açıldı.

·        1965 te papa 6. Paulus tarafından sonlandırılmış, Katolik Kilisesi’nin Ekümenik Konsillerindendir.

Konsil nedir: Ekümenik konsil ya da genel konsil, Hristiyan inanç esaslarını tespit ve tahkim etmek, âyinlerin icrası konusunda kararlar almak ve Hristiyanlık ahlak ve disiplininin esaslarını teyit ve tahkim etmek üzere bütün dünyadan kilise liderleri ve ilahiyat otoritelerinin toplandığı ve katılımcıların kabullerinin bütün dünyadaki Hristiyan kiliselerinin kabulü anlamına geldiği toplantılardır.

Ekümenik sözcüğü, “ikamet edilen dünya” anlamında Yunanca kökenli bir sözcüktür (οἰκουμένη). Hristiyanlığın ilk asırlarında bu sözcük, Roma İmparatorluğu’na kinaye olarak kullanılırdı. İlk yedi ekümenik konsil, Kadıköy Hristiyanlığının hem doğu hem de batı kiliseleri tarafından tanınmaktadır. Bu konsiller Roma imparatorları tarafından düzenlenmiş ve imparatorlar tarafından Roma’nın resmi Hristiyanlığının kilisesine empoze edilmiştir.

Protestan Mezhebi

Protestanlık 3 ana kola ayrılır.

1-Lütercilik (MARTIN LUTHER)

2- Anglikanizm

3- Kalvinizm

Almanya’da reform hareketlerinin öncüşleri Martin Luther ve John Calvindir. Katolik kilisesini yozlaşmasıyla birlikte aşırı zenginliği ve ülkeler üzerindeki baskısıyla halkın dikkatini çekmeye başlamıştı.

16.yüzyılda martin luther tarafından 95 maddeden oluşan bildiriyile katolik kilisesinin yaptığı yanlışlara vurgu yaptuı.Kitâb-ı Mukaddes’in farklı dillere çevrilmesi ve matbaanın bulunup halk tarafından da okunabilir hale gelmesiyle, insanlar kilisenin doktrinlerinin yanlış ve yobaz olduğunu düşünmeye başlamıştı. Bildiride özellikle tanrıyla insanın arasına kimsenin karışılmamasını düşünen Martin Luther, bu yüzden Endüljansa karşı çıktığını belirtmiştir. Bu olay başta Almanya olmak üzere Fransa, İngiltere, ve Kuzey Avrupa bölgelerine yayılan reform hareketlerine neden oldu. Dönemin papası bu olaya sinirlenir. Bildiriler Almanya’yı ikiye böler, fakir alman köylüleri ve şövalyeler kilisenin topraklarına ve mallarına saldırır 1522 ve 1525 yılları arasında şövalyeler kavgası ve köylüler savaşı adı altında iki büyük olay meydana gelir. 1529 yılında ayaklanmalardan endişelenen alman İmparatoru Şarlken, reform hareketlerinin yayıldığı yerde kalması gerektiğine dair bir karar çıkarttı. Şarlken’in kararını 5 Alman prensi ve 14 şehir protesto etti. Bu yüzden Luther yanlılarına Protestan denildi. Böylelikle Hristiyanlığın Katoliklik ve Ortodoksluk olarak ayrılmasına Protestanlık dâhil olmuştur.

Luther ise Protestanlık mezhebinin kurucusu olarak tarihe geçmiştir.1555 yılında imzalanan Augsburg antlaşmasıyla Protestanlık Katolik mezhebinden ayrıldığı tarihtir, anlaşmaya göre antlaşmayla Fransa ve Kutsal Roma İmparatorluğu arasında sürmekte olan Schmalkaldik Savaşları sona erdi. Alman prenslerinin Lutheranizm ve Katoliklik arasında istediklerini seçmelerine olanak tanındı. Ayrıca isteyen istedikleri dinin hakim olduğu bölgeye yerleşme hakları olduğu bir dönem başlamış oldu.

Reform hareketleriyle mezhepler bozulmaya başladı bundan mütevellit 30 yıl süren bir savaş başladı. (1618-1648) Savaş sonunda Almanya zayıfladı, Fransa güçlendi.

Protestanlık, imparatorun hakimiyetine taraftar olmayan prensler arasında ve bilhassa Almanya, İsviçre, Danimarka, Baltık kıyıları ve kısmen de Fransa’da yaygınlaştı. Yapılan reform hareketleri Osmanlıyı etkilememiştir çünkü Avrupa’da yapılmak istenen din özgürlüğü Osmanlıda çoktan vardı. O dönemde Osmanlı padişahı kanuni Avrupa’da yaşanan reform hareketlerini kendi yararlarına olduğunu düşündü. Luther ve Protestanlara destek verdi, bu karmaşayla birlikte Venedik’e kadar ilerledi. zamanında Martin Luther, Türkleri papalık makamı ile kilisedeki yolsuzluk ve bozulmaya karşı Hristiyan dünyasına Tanrı’nın bir cezası olarak görmüştü. Bazı kaynaklara göre Martın Lutherin Osmanlı ajanı olduğu görüşü düşünülmektedir.

İngiliz kralı 8.Henry’nin eşi aralarında bazı anlaşmazlıklardan dolayı ayrılmak istiyorlardı lakin Katolik kilisesi ayrılıklarına karşı çıkıyordu. İngiliz kralı Avrupa’daki reform hareketlerini fırsat bilip İngiliz Kilisesi’ni papalık ’tan (Roma’dan) ayırmak için harekete geçti. Kral, Temyiz Kanunu’nu çıkartarak Roma’ya yapılan maddi yardımı kesmiş ve egemenliğini önlemişti. Ayrıca Üstünlük Yasası’yla da Papa’nın otoritesini ortadan kaldırmıştı. İngiltere kralı her ne kadar papalıktan kopmuş olsada Katolik mezhebine bağlı kalmıştır. Fakat İngiltere’de Lutherci ve Calvinci inançların yayılmaya başlamasıyla, İngiltere’de Anglikanizm mezhebi doğmuştur.

Jean Calvin

Jean Calvin 1509 yılında Fransa’nın Noyan kentinde doğan din bilimci ve reformcudur. Cenevre’de Protestanlığı örgütlemek için 2 sene çalışmıştır. Çevresine alışamamasından dolayı ayrılmak zorunda kalmıştır. Ancak bir süre sonra geri çağrılmış olan Jean Calvin, buradaki çalışmalarıyla reformasyonun öncülerinden olmuştur. Yaptığı eserlerle önce Cenevre’de, daha sonra Hollanda, İskoçya, Almanya ve Fransa’da kurulan yeni kiliselerde örgütlenmelere sebep olmuştur. Bu mezhep Fransa’da Nantes Fermanı ile kabul edildi.

Calvincilik, Hollanda’da bir cumhuriyet, İngiltere’de ve özellikle İskoçya’da, etkin cumhuriyetçi partiler kurdu. Calvincilik, toplumsal kurumları; gelenekçi din anlayışına göre değil de, Hristiyanlığın başlangıcındaki özüne göre düzenlemeyi savundu. Bu amaçla bilimsel gelişmelere koşut bir eğitim-öğretim uygulamaya çalışarak yeni bir teknoloji oluşturdu. Hollanda’da yükselen ekonomiyi de destekleyen bir inanç şekliydi. Calvin’e göre çalışkan, dürüst olan, dünya nimetlerinden uzak durarak ibadet edenler rahipler kadar Tanrı’nın selametine hak kazanmış, küçük seçilmişler grubunun üyeleriydi. Günah olansa lüks yaşam, süslü elbiseler ve mücevher kullanmak; dans etmek, sarhoş olmak ve tembellikti.

‘Calvinizmin Beş Noktası’ olarak bilinen temel görüşleri ise 1618-1619 Dordecht Sinodunda reformdan geçmiş Hollanda kilisesi tarafından Calvin’in eserleri ve vaazları baz alınarak oluşturulmuştur.

Bu beş noktayı şöyle sıralayabiliriz:

-Mutlak Yozlaşma Mutlak Yetersizlik:

·        Kurtuluşa ermek için imanlı olmak yetmez, insanlara verilen İman tanrı tarafından lütfedilmiştir.

-Koşulsuz Seçim Ve Çifte Kader:

·        Tanrı dünyayı yaratmadan önce bazı kişileri kurtuluş için seçmiştir.

-Kişisel Kurtuluş Veya Sınırlı Kefaret:

·        İsa bütün insanlığı kurtarmak için değil de sadece seçilmişleri kurtarmak için kendini feda etmiştir.

-Kutsal Ruhun Etkin Çağrısı Ve Karşı Konulmaz Lütfu:

·        Tanrı insanlara iki tür çağrı yapmıştır. Birincisi dış çağrı olup reddedilebilir bir çağrıdır, ikincisi ise iç çağrı olup yalnızca seçilmişlere yapılmıştır ve reddedilemez niteliktedir.

-Azizlerin Sebati:

·        İsa’nın uğurlarına kendisini feda ettiği seçilmiş kimseler Kutsal Ruh tarafından imanla donatılmıştır ve ruhları kurtulmuştur.

Protestanların ruhani bir başkanları yoktur. Kitab-ı mukaddesi ana dilleriyle okuyabildiklerinden papazlara ihtiyaç duymamışlardır ve her vaftiz edilmiş insanın aracı bulunmadan rahiplik yetkisi olduğunu düşünmüşlerdir. Protestanlar genellikle dinlerini bireyselleştirmişlerdir. Papaya verilen geniş yetkiyi tanımamışlardır. Kitab-ı mukaddesi Hristiyanlık için tek kaynak saymışlardır. Rahipler evlenebilmektedirler. Bazı Protestan mezheplerinde ise kadınların da rahip olabilme hakları vardır.

Protestanlıkta azizlere ve Meryem Ana’ya dua edilmez ve dilekte bulunulmaz.


    Değerlendirme

    İçeriği nasıl bulduğunuzu duymak isteriz. İsteğe bağlı olarak, aşağıdan değerlendirerek bunu bize söyleyebilirsiniz.

    Yazı Kaynakları
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Hristiyanl%C4%B1k_tarihi
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Katolik_Kilisesi
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Protestanl%C4%B1k
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Do%C4%9Fu_Ortodoksluk
    https://tr.wikipedia.org/wiki/Kutsal_Roma_%C4%B0mparatorlu%C4%9Fu
    https://www.hurriyet.com.tr/egitim/katolik-ile-ortodoks-arasindaki-fark-nedir-katolik-ve-ortodoks-farki-41959065#:~:text=Katolikler%20ve%20Ortodokslar%20Hristiyanl%C4%B1k%20mezhepleridir
    hem%20O%C4%9Ful'dan%20%C3%A7%C4%B1kt%C4%B1%C4%9F%C4%B1na%20inan%C4%B1l%C4%B1r
    https://tr.euronews.com/2019/12/25/ortodoks-ve-katolikler-arasindaki-farklar-nedir
    https://www.acarindex.com/tarih-okulu-dergisi/martin-luther-ve-osmanli-devleti-yle-i-li-ski-leri-189172
    https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/52062

    Tarihhane'de içeriği olan fakat ayrılmış kişilerin kaleme aldığı içeriklerin yazarı Tarihhane olarak görülecek, içeriğin asıl yazarı ise içerik açıklamasında belirtilecektir.

    Yazarın Profili
    Paylaş
    İlginizi Çekebilir

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir